Japonya’da 2011’deki depremin ardından meydana gelen tsunamide hasar gören Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’ndeki radyoaktif atık suyun okyanusa boşaltım süreci, yerel halk ve komşu ülkelerin tepkilerine rağmen yarın başlayacak.
Japonya Başbakanı Fumio Kişida, Mart 2011’de meydana gelen deprem ve tsunamide hasar gören Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’nde biriken radyoaktif atık suyun 24 Ağustos’tan itibaren tahliye edilmeye başlanacağını duyurmuştu.
Alınan karar çerçevesinde, Gelişmiş Sıvı İşleme Sistemi (ALPS) kullanılarak trityum haricinde ayrışması sağlanan ve radyoaktivitesi düşürüldükten sonra 1046 tankta biriken 1 milyon 343 bin ton atık su okyanusa boşaltılacak.
Tokyo Elektrik Enerji Şirketinin (TEPCO) işletmesindeki Dai-içi Nükleer Santrali’ndeki radyoaktif atık suyun, tahliye sürecinden önce, ALPS yöntemiyle 5 farklı süreçten geçirilerek radyonüklit yoğunluğunun önemli oranda azaltıldığı belirtiliyor.
TEPCO, söz konusu işlemlere rağmen atık sudaki varlığı devam eden karbon-14 ve trityum yoğunluğunun düşürülmesi için seyrelteme işlemi uygulandığını belirterek, bu yöntemle yoğunluğu litre başına yaklaşık 1500 Bekerel’e (Bq) düşürülen suyun, Japonya ulusal güvenlik normlarının altında olduğunu kaydetti.
Japonya hükümeti de okyanusa tahliyesi planlanan sudaki radyoaktif materyal miktarının, insan sağlığı ve çevre için zararlı kabul edilen oranların altında olduğunu savunarak, söz konusu tahliye sürecinde herhangi bir şekilde etkilenen vatandaşlarının zararlarını tazmin etmek için “güvenlik sözü” verdi.
Süreç nasıl gelişti?
Ülkenin kuzeydoğusunda Mart 2011’de meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem ve tsunami sonrası TEPCO’nun Fukuşima’da işlettiği 6 reaktörlü nükleer santralde hasar meydana geldi.
Tesis bünyesindeki 1 ve 3 numaralı reaktörlerde oluşan çekirdek erimesi sonrası, reaktörlerin soğutulması için içlerine su basılmaya başlandı. İşlem gören ve radyoaktif özellik kazanan atık su zamanla birikti.
Hükümetin görevlendirdiği uzman heyeti, 2020’nin başında kamuoyuyla paylaştığı raporda, atık suyun okyanusa salıverilmesi ya da buharlaştırılarak yok edilmesi opsiyonlarının “gerçekçi” olduğunu duyurdu. Rapordaki bulgular, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından da destekledi.
Haziran 2020’de Balıkçılar Kooperatifleri Ulusal Federasyonu (JF Zengyoren), atık suyun okyanusa boşaltılmasına karşı çıkan özel deklarasyonu oy birliğiyle kabul etti.
Nükleer atık suyun okyanusa boşaltılmasını kapsayan plan, Dönemin Başbakanı Suga tarafından 13 Nisan 2021’de duyuruldu.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), Temmuz 2023’te Japonya’nın biriken atık suyun denize tahliyesi planının güvenlik standartlarıyla uyumlu olduğunu bildirdi.
Güney Koreli uzmanlardan oluşan ekip, incelemelerde bulundu
Güney Koreli uzmanlardan oluşan 21 kişilik ekip, Mayıs 2023’te Japonya’daki söz konusu tesisin atık tahliyesini denetlemek amacıyla 6 gün süren incelemelerde bulundu.
Nükleer Güvenlik Komisyonu Başkanı Yoo Guk-hee, yaptığı açıklamada, Fukuşima nükleer santralinin atık tahliyesine ilişkin ciddi bir ilerleme kaydedildiğini ancak araştırmanın tamamen ve daha doğru sonuçlanması için ek analiz yapılması gerektiğini söyledi.
Haziran 2023’te, Güney Kore’de okul yemeklerindeki deniz ürünlerine daha ayrıntılı radyasyon testleri yapılacağı bildirilirken, hükümet, endişelerin giderilmesi için yaz tatili öncesi sahillerde radyasyon testi yapılacağını açıkladı.
Güney Kore’nin, UAEA’nın Fukuşima’daki radyoaktif suyun tahliyesine yeşil ışık yakan raporuna itibar edeceği, söz konusu raporu inceleyip kendi bilimsel raporlarını hazırlayacağı kaydedildi.
Hükümetin “güvenlik sözüne” rağmen tepkiler sürüyor
Japonya’da balıkçılar, radyoaktif atık suyun okyanusa tahliyesine 24 Ağustos’ta başlanacağını bildirilmesinin ardından Başbakanlık binası karşısında toplanarak karara tepki gösterdi.
Japonya Balıkçılar Kooperatifleri Ulusal Federasyonu Başkanı Sakamoto Masanobu ve Başbakan Kişida, Başbakanlık ofisinde bir araya geldi.
Kişida, görüşme sırasında, “Balıkçıların ilerleyen yıllarda geçimini huzurla sağlayabilmesi için gerekli adımları atacağımızın ve tüm sorumluluğu alacağımızın sözünü veriyoruz.” ifadesini kullandı.
Sakamato ise hükümetin kararına tepkisini yineleyerek, “Balıkçılık işletmeleri ve halkın kabul etmediği bu plan hakkındaki görüşlerimiz hiç değişmemiştir.” dedi.
Japonya’da balıkçılık sektörünün itibarının zedelenmesine önlem olarak 206 milyon dolar ve balıkçıların faaliyetlerini sürdürebilmesi için de 343 milyon dolar fonun hazineden ayrıldığı kaydedildi.
Japonya’nın Çin’den sonraki en fazla balık ihracatını yaptığı Hong Kong ise 24 Ağustos’ta radyoaktif suyun boşaltılmasının başlamasıyla Japonya’nın 10 vilayetinden balık ithalatının kısıtlanacağını belirtti.
Öte yandan Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, Pekin’de düzenlenen günlük basın toplantısında, Japonya’nın uluslararası toplumun ciddi endişelerine ve karşı çıkışına rağmen aldığı tahliye kararını protesto ettiklerini bildirdi.
Kararın, “akıldışı, gereksiz ve meşruiyetten yoksun” olduğunu savunan Sözcü Vang, “Bu son derece bencil ve sorumsuzca bir tavır. Atık suyun okyanusa tahliyesi, nükleer serpinti riskinin dünyanın geri kalanına yayılmasına yol açacak. Japonya böyle yaparak kendi bencil çıkarlarını tüm insanlığın esenliğinin üzerine koyuyor.” ifadelerini kullandı.
Vang, Çin’in plana karşı olduğunu ve Japonya’yı diplomatik kanallardan protesto ettiğini bildirdi.
Güney Kore’nin UAEA raporuna itibar edeceği açıklamalarına karşılık, halk arasında protestolar düzenlenmiş, ülkede ana muhalefetteki Demokrat Parti (DP) ise 14 Ağustos’ta tahliye planına ilişkin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyine (UNHRC) resmi şikayet dilekçesi vereceğini bildirmişti.
Fukuşima’daki radyoaktif özellikli nükleer atık suyun, yaklaşık 2 yıllık sürecin ardından 24 Ağustos’ta tahliyesine başlanacak olması çeşitli tepkilere yol açmaya devam ediyor.
UAEA’nin raporuna rağmen tahliye kararı nedeniyle uzun vadede ortaya çıkabilecek sonuçların endişeye neden olduğu belirtiliyor.